Makaleler
Bilim, felsefe ve tefekkür üzerine yazılar

MUTASYONLAR VE BİLGİ ÇIKMAZI
Neo-Darwinizm, canlılığın çeşitliliğini ve gelişimini iki mekanizmaya bağlar: Doğal Seçilim ve Mutasyonlar. Seçilim sadece eldekini eler, yeni bir şey üretmez. Geriye "yaratıcı güç" olarak sadece mutasyonlar (DNA'daki rastgele hatalar) kalır. Bu makale, "Bozuk bir klavyeye rastgele basarak kusursuz bir işletim sistemi yazılabilir mi?" sorusunu soruyor. Bilgi Teorisi ve genetik entropi ışığında; mutasyonların bilgi üretmediğini, aksine bilgiyi bozduğunu ve kâinattaki "Nizam" hakikatinin tesadüfü reddettiğini inceliyoruz.

İNDİRGENEMEZ HAKİKAT
Darwinizm, karmaşık biyolojik yapıların uzun zaman içinde, küçük ve işe yarar adımların birikmesiyle oluştuğunu iddia eder. Ancak mikroskobik dünyada keşfedilen bazı sistemler, bu "kademeli" açıklamaya meydan okur. Bunların en meşhuru, bir mühendislik harikası olan "Bakteriyel Kamçı"dır (Flagellum). Bu makale, Michael Behe’nin "İndirgenemez Karmaşıklık" tezi ile Risale-i Nur’daki "Sani-i Hakîm" kavramını birleştirerek şu soruyu soruyor: Parçaları tek başına işe yaramayan, ancak birleştiğinde çalışan bir motor, kör bir sürecin mi yoksa hikmetli bir Yaratıcın mı eseridir?

DARWİN'İN GÖRMEDİĞİ EVREN
Charles Darwin 1859’da Türlerin Kökeni'ni yazdığında, biyolojinin "motor odası" olan hücrenin içinden habersizdi. O dönemde "basit bir jöle" (protoplazma) sanılan hücre, bugün nanoteknolojik bir fabrika olarak karşımızda duruyor. Bu makale, 19. yüzyıl biliminin sınırlarını aşarak şu soruyu soruyor: Hücredeki bu "akıl almaz" mühendislik ve DNA'daki devasa bilgi, kör tesadüflerin mi yoksa üstün bir tasarımın mı eseridir?

EVRENİN ESTETİK KODU
Doğada tekrar eden bir sayı var: 1.618... Yunanca "Phi" (Φ) olarak bilinen bu sayı, altın oran olarak adlandırılıyor. Ayçiçeği tohumlarından çam kozalaklarına, deniz kabuklarından galaksi spirallerine kadar birçok yerde bu oranı görüyoruz. Ama dikkat: Popüler kültürde bu konu abartılmış. Bu makale, bilimsel dürüstlükle, altın oranın gerçekten nerede olduğunu ve nerelerde olmadığını keşfediyor.

KAOSUN İÇİNDEKİ DÜZEN
Doğada garip bir şey var: Karmaşık görünen şekiller, aslında çok basit kurallara dayanıyor. Ağaçların dalları, nehir yatakları, kar taneleri, akciğerlerimiz... Hepsi "fraktal" denen kendini tekrar eden desenlerle örülü. Bu makale, matematik ile doğa arasındaki gizemli bağı keşfediyor. Mandelbrot kümesinden eğrelti otlarına, basit bir formülden sonsuz güzelliğin nasıl doğduğuna tanık olacaksın.

GALAKTİK ORKESTRA
Evren sadece rastgele dağılmış nesnelerden oluşmuyor. Güneş sisteminden galaksilere, her şey birbirine bağlı ve koordineli çalışıyor. Jüpiter'in Dünya'yı asteroidlerden koruması, Ay'ın eksenimizi sabitlemesi, Güneş'in tam doğru uzaklıkta olması... Bu makale, kozmik "orkestra"nın nasıl mükemmel bir uyum içinde çaldığını keşfediyor. Tesadüf mü? Sistem mi? Yoksa bir "düzenleyicinin" eseri mi?

KOZMİK KOD
Evreni yöneten fizik sabitleri, inanılmaz bir hassasiyetle "ayarlanmış" görünüyor. Kütleçekim kuvveti, elektromanyetik güç, nükleer kuvvetler... Bu sayılardan herhangi biri biraz farklı olsaydı, yıldızlar oluşamaz, atomlar parçalanır, hayat imkansız olurdu. Bu makale, evrendeki bu hassas dengenin ne anlama geldiğini keşfediyor. Tesadüf mü? Zorunluluk mu? Yoksa bir tasarımın izi mi?
HİÇLİK PARADOKSU
Evren nereden geldi? Neden "hiçlik" yerine galaksiler, yıldızlar ve sen varsın? Bu makale, bilimin evrenin başlangıcı hakkında ne söylediğini keşfediyor. Big Bang'den entropiye, Leibniz'in kadim sorusundan modern teleskoplara uzanan bir yolculuğa çıkıyoruz.
8 / 8 makale gösteriliyor