MUTASYONLAR VE BİLGİ ÇIKMAZI

Neo-Darwinizm, canlılığın çeşitliliğini ve gelişimini iki mekanizmaya bağlar: Doğal Seçilim ve Mutasyonlar. Seçilim sadece eldekini eler, yeni bir şey üretmez. Geriye "yaratıcı güç" olarak sadece mutasyonlar (DNA'daki rastgele hatalar) kalır. Bu makale, "Bozuk bir klavyeye rastgele basarak kusursuz bir işletim sistemi yazılabilir mi?" sorusunu soruyor. Bilgi Teorisi ve genetik entropi ışığında; mutasyonların bilgi üretmediğini, aksine bilgiyi bozduğunu ve kâinattaki "Nizam" hakikatinin tesadüfü reddettiğini inceliyoruz.
Kopyalama Hatasından Roman Çıkar mı?
1. Evrimin "Yaratıcı" Motoru: Hata ve Glitch
Bilgisayarınızdaki bir dosyanın kopyalanırken hata verdiğini düşünün (Glitch). Bu hata sonucunda dosyanın daha gelişmiş, daha özellikli bir programa dönüşmesini bekler misiniz? Yoksa dosya bozulur ("corrupted") mu?
Neo-Darwinizm'in temel iddiası şudur: DNA kopyalanırken oluşan harf hataları (mutasyonlar), milyonlarca yıl içinde birikerek balıktan sürüngene, sürüngenden kuşa dönüşümü sağlayan yeni genetik bilgiyi yazar. Yani onlara göre, biyolojik dünyadaki tüm kütüphane, aslında bir "yazım hatası" serisidir.
Ancak genetik biliminin gösterdiği bir gerçek vardır: Mutasyonların %99.9'u ya zararlıdır ya da etkisizdir (nötr). Faydalı olduğu iddia edilen çok nadir mutasyonlar bile (bakterilerin antibiyotik direnci gibi), genellikle "bilgi kazanımı" değil, "bilgi kaybı" ile çalışır. (Örn: İlacın tutunacağı kapının bozulmasıyla bakterinin hayatta kalması). Bu, evrim değil, fonksiyon kaybıdır.
2. Bilgi Teorisi: Rastgelelik Düzen İnşa Etmez
Matematikçi Claude Shannon'un kurduğu Bilgi Teorisi'ne göre, bir iletişim kanalındaki gürültü (noise) ve rastgelelik, bilgiyi daima azaltır; asla artırmaz.
Bir ansiklopedinin sayfalarına rastgele mürekkep damlatarak (mutasyon), oradaki mevcut bilgiyi bozabilirsiniz. Ancak o mürekkep lekelerinin zamanla birleşip ansiklopedinin sonuna yeni bir "Cilt" eklemesi imkansızdır.
Evrimcilerin aşması gereken en büyük engel "Makro-Evrim" bariyeridir. Bir bakterinin, bir balığa dönüşmesi için gen havuzunda daha önce hiç olmayan yepyeni organların planlarının (kodlarının) yazılması gerekir.
Solungaç nasıl akciğere dönüşür?
Pul nasıl tüye dönüşür?
Bunun için DNA'ya milyonlarca satır yeni ve anlamlı kod eklenmelidir. Bilimsel gözlemler ise mutasyonların genetik havuzu zenginleştirmediğini, aksine "Genetik Entropi" (Genetik bozulma) yasası gereği genomu zamanla yozlaştırdığını göstermektedir. Yani insanlık genetik olarak yukarıya gitmiyor, aslında yavaş yavaş hata biriktiriyor.
3. "Kırık Araba" Yanılgısı
Evrim savunucuları bazen "Faydalı mutasyonlar vardır" derler. Ancak burada kelime oyunu yapılır. Biyokimyacı Michael Behe bunu "Kırık Araba" metaforuyla açıklar:
Arabanızın kliması bozuksa ve siz camı kırarsanız, içeri hava girer ve serinlersiniz. Bu "faydalı" bir değişikliktir (hayatta kalmanızı sağlar). Ama bu süreçte arabanın cam sistemini (bir fonksiyonu) kaybettiniz. Mutasyonların yaptığı "adaptasyon" budur. Bir şeyi kırarak hayatta kalmak, o canlıyı daha kompleks bir üst türe dönüştürmez. Camı kırarak uçak yapamazsınız.
4. Risale-i Nur Bakışı: Zerrelerdeki İtaat ve Nizam
Bu bilimsel çıkmaz, bizi felsefi ve teolojik bir gerçeğe götürür: Nizam (Düzen), tesadüfün zıddıdır.
Risale-i Nur'da Bediüzzaman, kâinatı muazzam bir saraya veya fabrikaya benzetir. Bir fabrikada her çark, her vida belirli bir mühendislik hesabıyla (Kader) yerleştirilmiştir. O fabrikada işleyen kanunlar (Sünnetullah), fabrikayı yapanın iradesidir.
Mutasyon dediğimiz şey ise, bu düzenin içindeki "tahribat"tır. Bediüzzaman, "tahribin kolay, tamirin zor olduğunu" belirtir. Bir binayı bir kibritle yakabilirsiniz (tahrip/mutasyon), ama o binayı yapmak için binlerce mimari hesap ve işçilik gerekir.
Canlılık, sürekli bir "Tamir" ve "İnşa" sürecidir. DNA'daki hata düzeltme mekanizmaları (DNA Repair), hücrenin rastgeleliğe karşı verdiği savaştır. Eğer "Yaratıcı" mutasyonlar olsaydı, hücrede onları düzelten değil, teşvik eden sistemler olurdu. Hücrenin kendi biyolojisi bile, "Değişmemeliyim, bozulmamalıyım" diye haykırmaktadır. Bu "koruma içgüdüsü", türlerin sabitliğine ve her türün kendine has bir "Fıtrat Kalıbı" (Genetik sınır) ile yaratıldığına işarettir.
Sonuç: Kör Tesadüf Yazar Olamaz
Sonuç olarak; kâinatın en karmaşık yazılımı olan DNA, "kopyala-yapıştır" hatalarıyla yazılmamıştır. Bir yazılım hatası (bug), Windows'u Linux'a dönüştürmez; sadece "Mavi Ekran" (Blue Screen of Death) verir.
Canlılardaki muazzam çeşitlilik ve adaptasyon yeteneği, gen havuzlarına Yaratıcı tarafından önceden yerleştirilmiş "Potansiyel Zenginliktir" (İlahi Kader Programı). Mutasyonlar ise bu zenginliği geliştiren değil, bozan kaza kurşunlarıdır.
Kâinat kitabındaki her harf, tesadüfen yere dökülen mürekkep değil; "Alîm-i Mutlak" (Her şeyi bilen) bir Zat'ın kalemiyle yazılmış manalı bir cümledir.
Kaynakça
Behe, M. J. (2007). The Edge of Evolution: The Search for the Limits of Darwinism. Free Press.
Lenski, R. E. (2017). Experimental evolution and the dynamics of adaptation and genome evolution in microbial populations. The ISME Journal, 11, 2181–2194. (Not: Bu çalışma genellikle adaptasyonu gösterir, ancak yeni genetik bilgi oluşumundaki sınırları tartışmak için referans verilir).
Nursî, S. (2019). Risale-i Nur Külliyatı. İstanbul: Yeni Asya Neşriyat.
Sanford, J. C. (2005). Genetic Entropy & The Mystery of the Genome. Ivan Press. (Genetik entropi kavramı için temel kaynak).
Shannon, C. E. (1948). A Mathematical Theory of Communication. The Bell System Technical Journal, 27, 379–423.
EVRİM ÜZERİNE MAKALELER
Bu içerik 2. bölüm (Toplam 3 bölüm)
Bu makaleyi paylaş:
Etiketler:
Yorumlar
Henüz yorum yok. İlk yorum yapan siz olun!